Eli İzlemek

Eli İzlemek

Yaratıcı eylem bir şefkat eylemi olarak gelişmiştir. Jestlerimiz, desenlerimiz ve dokularımız toplulukların anılarını korur; hikâyeleri farklı yüzeyler boyunca taşır ve varoluşumuzu yaşayan arşivlerin içinde ve üzerinde inşa etmemize olanak tanır. Bu odada üretmenin hatırlamak olduğu bir hâli anımsıyoruz; yaratmanın kendi hikâyelerimizi görünür kılmak, onlara biçim ve şekil kazandırmak için bağlantının dili aracılığıyla anlatıya dönüştürme biçimi olduğunu ve bunun dokunuşla nasıl sürdürüldüğünü tekrar öğreniyoruz.

Algoritmanın Gözünden

Algoritmanın Gözünden

Bir ifade aracı olarak yapay zekayı giderek daha fazla kullanmamız, bu medyumun çeviri eylemlerini güç eylemlerine dönüştürüyor. İşbirliği olarak başlayan süreç, eski ve yeni hiyerarşilerin yankılandığı bir manipülasyona evriliyor. Yaratımlarımız -yaratıcılar olan bizleri tanımlayan bütün izlerle birlikte- neyin görünür olacağına, neyin dikkate değer sayılacağına karar veren algoritmik süzgeçlerden geçiyor. Biz bu yapay ağlara bakarken onlar da bize bakmaya başlıyor ve biz, yapay ama bir o kadar da içsel bir zekanın, kavrayamadığı ama tanımlamaya doyamadığı gerçekleri izleyip, yorumlayıp, kendi anlam evreninde yeniden şekillendirmesine tanık oluyoruz.
MetaGenesis

MetaGenesis

Son aşamada yapay zeka, öncesinde gördüğü ve biçimlendirdiği her şeyi yeniden toplar. Yaratım bir yansımaya dönüşür; artık yalnızca bir üretici değil, yaratıcısı olduğu dünyanın bir tüketicisidir de. İnsan ve makine yaratıcılığı tek, döngüsel bir jestte birleşerek özneselliği ve algıyı sorgular. Biz de bu iç içe geçişe tanıklık ederken, kendini giderek daha fazla hem kendi olarak hem de kendinden bağımsız düzenleyen bir dünyada varoluşumuzun nasıl yeniden biçimlendiğini izleriz.