Decolonization Archive (Sömürgesizleştirme Arşivi)

Albüm Sepideh Takshi

Resim 1/3

Decolonization Archive (Sömürgesizleştirme Arşivi), titizlikle resmedilmiş bir böceğin, bilimsel kimliğini silecek kadar belirsiz bir tanımlamayla eşlik ettiği bir İslami elyazmasını yeniden hayal eder. Ne kelebek ne de güve olan bu yaratık, arşivde isimsiz bir şey olarak kalır; taksonomi ile mit arasında asılı bir biçimde varlığını sürdürür.

Bu proje, böceği TouchDesigner, kodlama ve yapay zekâ aracılığıyla yeniden kurgulayarak, olgu ile efsane, elyazması ile makine, geçmiş ile şimdi arasında yer alan ara bir alanda var olan dijital bir ikiz üretir. Çalışma, arşivsel kapalılık ile algoritmik şeffaflık arasında bir diyalog açar. Bir biçiminde, canlı bir yapay zekâ modeli, kelebekler hakkında bilimsel parçaları doğrudan sayfa üzerine aktararak sessizliğin üzerine gerçek zamanlı olarak yazar. Diğerinde ise çalışma, bu çıktıları üst üste bindirerek yeniden yorumlamanın sabit bir kaydı hâline gelen bir video olarak sunulur.

Hiçbir biçim düzeltme ya da kapanış sunmaz; her ikisi de sabit sınıflandırmaya direnen melez bir kimliği görünür kılar.

Yapay zekânın sürecini (veri izlerini, tereddütlerini ve hatalarını) açıkça ortaya koyarak proje, Debox’un temel meseleleri olan şeffaflık, hafıza ve süreçle doğrudan ilişki kurar. Burada yapay zekâ, kapalı bir kara kutu değil; müdahaleleri kısmi, konumlanmış ve yanılabilir bir işbirlikçidir. Yanlış tanımlanmış böcek, sömürgeci silinmelerin ve kurumsal yanlış sınıflandırmaların bir metaforuna dönüşürken, yapay zekânın üretken katmanı direniş ve yeniden canlanma olasılıklarını sahneler.

Sonuçta, Decolonization Archive (Sömürgesizleştirme Arşivi) bilginin nasıl yazıldığı, unutulduğu ve yeniden diriltildiğiyle yüzleşir. Dijital kültürel miras için sömürgesizleştirici bir strateji önerir; öyle ki bu strateji belirsizliği öne çıkarır, eksikliği kabullenir ve hem arşivin hem de algoritmanın gizli emeğini görünür kılar. Böylece gözden kaçmış bir elyazması sayfasını, eleştirel şeffaflık ve yeniden tahayyülün çok sesli bir mekânına dönüştürür.